Uzaktan müşteri edinimi ne getiriyor?

Ülkemizdeki mevcut mevzuat düzenlemelerine göre finansal hizmetler alanında faaliyet gösteren bankalar, diğer finansal kuruluşlar ve fintech’ler müşteri kabul süreçlerini ancak fiziksel ortamda yüz yüze gelerek yürütebiliyorlar. Bu kapsamda müşterilerle yüz yüze görüşerek müşterini tanı (Know Your Customer-KYC), kimlik ve adres tespiti ve teyidi süreçlerini işletebiliyorlar.

Yine çeşitli sözleşmelere müşterilerin ıslak imzalarını alarak hesap açabiliyorlar. Fakat birçok ülkede dijital olanaklardan yararlanılarak bu süreçler yüz yüze gelmeden, uzaktan ve dijital olarak da (Digital Onboarding) gerçekleştirilebiliyor.

Teknolojik olanakların çok hızla geliştiği ve dijital imza, video görüşme vb. uzaktan müşteri kabulüne yönelik teknolojilerin geliştiği günümüzde hesap açılış süreçlerinde halen yüz yüze görüşme yönteminin uygulanması finansal kuruluşlar ve müşteriler açısından önemli zorluklara neden oluyordu. Bu nedenle artık yüz yüze gelmeden uzaktan da müşteri kabul edilebilmesine yönelik talepler ve bu konudaki tartışmalar giderek artıyordu.

Nihayet bu kapsamda 26 Haziran tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan ve yürürlüğe giren 7247 sayılı kanun ile bazı ülkelerde uygulanan “Uzaktan Müşteri Edinimi” konusundaki uygulamaların ülkemizde de uygulanmasının önü açıldı.

YÜZ YÜZE GELMEDEN VİDEO GÖRÜŞME İLE HESAP AÇILABİLECEK

Aslında Mart ayında BDDK tarafından yayımlanan, bazı maddeleri 1 Temmuz’da yürürlüğe giren, diğer maddeleri de yılbaşında yürürlüğe girecek olan Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri ile ilgili yönetmelikte bankalar açısından uzaktan müşteri edinimine imkan sağlayan bazı hükümlere yer verilmişti.

Bu kapsamda suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi mevzuatında yer alan yükümlülükler saklı kalmak kaydıyla, müşterinin veya müşteri adına hareket eden kişinin kimliğini tespit etmek amacıyla, uzaktan kimlik tespiti yöntemlerinin kullanılabileceği veya bunlar için daha önce kimlik tespitinde bulunmuş başka bir bankadan açık bankacılık servisleri aracılığıyla hizmet alınabileceği belirtilmişti.

7247 sayılı yeni kanun ile Bankacılık Kanunu, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu, Elektronik Haberleşme Kanunu, Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu, Sermaye Piyasası Kanunu, Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanunu’nun ilgili maddelerinde değişiklik yapılarak finansal kuruluşlar ile müşterileri arasındaki ilişkilerin kurulması ve sözleşmelerin kurulmasının yüz yüze gelmeden dijital ortamda yapılabilmesine imkan sağlandı.

Bu şekilde başta bankalar olmak üzere, aracı kurumlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri, ödeme ve elektronik para kuruluşları, portföy yönetim şirketleri gibi finansal kuruluşlar ile iş ilişkisi ve sözleşme kurulması dijital ortama taşınacak.

FİNANSAL SÖZLEŞMELER YAZILI OLMADAN DİJİTAL ORTAMDA DA KURULABİLECEK

Buna göre finansal kuruluşlar ile müşteriler arasındaki ilişkiler, yazılı şekilde veya uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle mesafeli olarak ya da mesafeli olsun olmasın TCMB, BDDK ve SPK gibi düzenleyici kurumların kendi sorumluluk alanlarındaki kuruluşlar ile ilgili olarak yazılı şeklin yerine geçebileceğini belirlediği ve bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden gerçekleştirilecek ve müşteri kimliğinin doğrulanmasına imkân verecek yöntemler yoluyla kurulacak sözleşmeler ile düzenlenecek. Bu yöntemlere ilişkin usul ve esaslar ilgili kurumlar tarafından alt düzenlemeler ile belirlenecek.

Bu şekilde finansal kuruluşlar ile potansiyel müşteriler arasındaki ilk iş ilişkisi kurulması, kimliğinin doğrulanması ve sözleşme kurulmasında yüz yüze gelmeye gerek kalmadan sürecin tamamen dijital ortamda başlayıp sonuçlandırılması mümkün olacak. Fakat bu değişiklik uzaktan müşteri ediniminin hemen başlayacağı anlamına gelmiyor.

Bu konuda TCMB, BDDK, SPK gibi ilgili kurumlar ve özellikle de MASAK tarafından kendi mevzuatlarında bu kanun ile uyumlu ikincil düzeydeki değişikliklerin yapılması, bu kapsamda kanun ile uyumlu dijital yöntemlerin ve teknik diğer hususların belirlenmesi gerekiyor. Bu kuruluşlar tarafından bu yöndeki çalışmalar sürdürülüyor. Bunlar da yapıldıktan sonra artık uzaktan müşteri edinimi tam anlamıyla uygulanmaya başlanacak.

UZAKTAN MÜŞTERİ EDİNİMİ FİNANSAL HİZMETLERDEKİ DÖNÜŞÜMÜ HIZLANDIRACAK

Çeşitli ülkelerde uygulama alanı bulan uzaktan müşteri edinimi (dijital onboarding) sürecinde video görüşme veya konferans gibi görüntülü tanıma sistemleri, elektronik imza, dijital kimlik kartı, biyometrik kimlik tespiti ve imza onayı gibi tespit ve teyit yöntemleri uygulandığı, bunun yanı sıra üçüncü tarafa güven ilkesiyle açık bankacılık servisleri üzerinden bir başka finansal kuruluşun yaptığı kimlik tespitine güvenilerek işlemler yapılabildiği görülüyor. Artık bu yöntemler ülkemizde de uygulanacak. İlgili kurumlar tarafından yapılacak alt düzenlemeler ile bunların esasları belirlenecek.

Bu düzenleme finansal alandaki dijitalleşmeyi daha ileri bir seviyeye taşıyacak ve finansal hizmetlerdeki dönüşümü daha da hızlandıracak. Finansal kuruluşlar açısından müşteri edinimi konusunda büyük kolaylık sağlayacağı, bürokrasiyi ve maliyetleri azaltacağı gibi rekabeti de artıracak. Özellikle rekabetçi ve yenilikçi hizmet veren fintek’lerin büyümesine katkı sağlayacak.

Bunun yanı sıra müşteriler şubeye veya fiziksel olarak bir yere gitmeden çok daha kolay bir şekilde finansal hizmetlere erişebilecek, sayfalarca imza atmaktan kurtulacak, daha uygun hizmet sağlayan kuruluşlar arasında seçim yapabilecek. Bu da müşterilerin hayatını daha fazla kolaylaştıracak, zaman ve maliyet açısından büyük avantaj sağlayacak.

FİNANSAL SUÇ RİSKİNİN ETKİLİ YÖNETİLMESİ GEREKİYOR

Bu bağlamda uzaktan doğrulama ve kimlik tespitinin yaygınlaşmasıyla dijital/uzaktan müşteri edinimine yönelik kullanılan araçlara talebin artacağını ifade etmek yanlış olmayacak. Bununla birlikte müşterilerle yüz yüze gelmeden iş ilişkisi kurulması ve sözleşme imzalanmasının finansal suçlar açısından riskleri artıracağını ifade etmek yanlış olmayacak.

Özellikle finansal kuruluşların suç gelirlerinin aklanmasında kullanılması, yaptırıma tabi kişi ve kuruluşlarla işlem yapılması ve hile riskleri bu kuruluşlara çok büyük maddi ve manevi zararlara neden olabilir.

Bu risklerin azaltılması ve olası zararların önlenmesi için gerekli önlemlerin alınması, suç gelirlerinin aklanmasıyla mücadele (anti-money laundering-AML), yaptırım (sanctions) ve hile (fraud) önleme gibi alanlarda yazılımlar kullanılması ve etkin kontroller oluşturulması gerekiyor.

Bu nedenle başta bankalar olmak üzere finansal kuruluşların kendilerini kökten etkileyecek dijital müşteri edinimine önem vermeleri, rekabette geride kalmamak için dijitalleşmenin önemli bir parçası olarak bu konuda strateji, süreç ve uygulamalar oluşturmaları, gerekli altyapı yatırımlarını yapmaları, dijital çözümler kullanmaları, oluşabilecek finansal suçların önlenmesine yönelik risk analizi yapmaları, gerekli süreçleri ve kontrolleri etkin bir şekilde oluşturmaları, bunun yanı sıra düzenleyici kuruluşlar tarafından yapılacak ikincil düzenlemeleri yakından takip etmeleri, doğrudan veya sektör birlikleri aracılığıyla yapılacak düzenlemelere katkı sağlamaları büyük önem taşıyor.

Gürdoğan Yurtsever

Turcomoney Dergisi’nin Ağustos 2020 sayısında yayımlanmıştır.

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.