Eğitim sistemimizi istikrarlı hale getirmeliyiz

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından Aralık ayında yayınlanan uluslararası eğitim değerlendirme testi olan PISA sonuçlarına göreTürkiye 72 ülke arasında 50. Sırada yer aldı. Bu da büyük tartışmaları beraberinde getirdi. Halen bu konuda bir çok uzman değerlendirmelerde bulunuyor ve tartışmalar haklı olarak sürüyor. OECD tarafından 1997’de geliştirilen bir proje olan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (Programme for International Student Assessment-PISA) ile üç yılda bir ülkelerdeki 15 yaşındaki öğrencilerin başarısını ortaya koymak hedefleniyor. Proje, OECD Eğitim Direktörlüğü’ne bağlı olan PISA Yönetim Kurulu tarafından yürütülüyor. Projede testler ve anketler kullanılıyor. Proje sonucunda ulusal raporlar hazırlanıyor.

EĞİTİM SİSTEMLERİNE ÖNEMLİ VERİ SAĞLANIYOR

calisanlar-1384324960930PISA Projesi’nde 15 yaş grubundaki öğrencilerin; Matematik ve fen bilimleri okuryazarlığı ile okuma becerileri, bunların yanı sıra öğrencilerin motivasyonları, kendileri hakkındaki görüşleri, öğrenme biçimleri, okul ortamları ve aileleri ile ilgili veriler toplanıyor. Giderek daha fazla küreselleşen dünyada eğitim alanında yapılan ulusal değerlendirmelerin yanı sıra uluslararası düzeyde konumun belirlenmesi ve eksikliklerin tespit edilerek giderilmesi önem taşıyor. Bu kapsamda uluslararası alanda eğitim göstergelerine ihtiyaç duyuluyor. PISA testi bu alanda önemi giderek artan uluslararası bir eğitim göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu testin sonuçları ve yayınlanan raporlar sayesinde belirli referanslar dikkate alınarak ülkelerin eğitim sisteminin mevcut düzeyi ve var olan eksiklikler tespit edilebiliyor.Bu rapor sonuçlarından elde edilen veriler eğitim-öğretim programlarının geliştirilmesinde kullanılabiliyor.

TÜRKİYE GERİLİYOR

İlk defa 2000 yılında uygulanmaya başlanan bu projeye Türkiye OECD üyesi olarak eğitim düzeyinin yükseltilmesi amacıyla ilk kez 2003 yılında katıldı. Son olarak 2015 yılında yapılan araştırmanın sonuçları ise Aralık 2016’da yayımlandı.Açıklanan sonuçlara göre 72 ülkeden 540 bin öğrencinin katıldığı sonuçlara göre Türkiye matematikte 49, fen bilimlerinde 52, okumada ise 50’nci olabildi. Buna göre 2012 yılında yapılan bir önceki değerlendirme sonuçlarına göre 10 sıraya varan kayıplar yaşadı. Maalesef bu durum hepimizi üzdü.

PISA TESTİ SONUÇLARI DİKKATLE DEĞERLENDİRİLMELİ

Ülkemizde PISA testi sonuçlarını çok olumsuz değerlendirenler olduğu gibi, tek değerlendirme yönteminin bu test olmadığını belirterek çok dikkate alınmaması gerektiğini ifade eden yorumlarla da karşılaşmak mümkün oluyor.Gerçekten de PISA testinin eğitim alanında dünyada kullanılan tek değerlendirme yöntemi olmadığını ifade etmek gerekiyor. Bu testin dışında da özellikle ulusal açılardan pek çok değerlendirme yöntemi bulunuyor. Bununla birlikte PISA testinin de özellikle uluslararası alanda değerlendirme ve ülkeler arasında karşılaştırma imkanı sağladığını, ayrıca yıllar içinde daha da geliştiğini gözden uzak tutmamak gerekiyor. Bu nedenle PISA testi sonuçlarını önemle değerlendirmek, eğitim-öğretim sistemimizdeki eksikliklerin tespitinde önemli girdilerden birisi olarak kullanmak önem taşıyor.

EĞİTİM SİSTEMİMİZDE İSTİKRARI YAKALAMAMIZ GEREKİYOR

Ülkemiz eğitim sisteminde son yıllarda çeşitli gerekçelerle çok fazla değişiklikler yapıldı. Halen bu değişikliklerin devam ettiği ve hemen her yıl eğitim sisteminin neredeyse baştan aşağı yenilendiği, yeni kural ve uygulamaların getirildiği görülüyor. Fakat bir ülkenin eğitim sisteminin doğru bir şekilde kurgulanması, uzun yıllar boyunca bu sistemin uygulanması, her yıl yalnızca küçük ilaveler ile sistemin daha da geliştirilmesi büyük önem taşıyor.

PISA testinin son sonuçlarının bir fırsat olarak değerlendirilmesi, eğitim sistemimizdeki mevcut eksikliklerin açıkça ortaya konulması şart.

Çocuklarımız ve gençlerimizin zeka olarak dünya ile rekabet edebilecek bir kapasiteye sahip olduğunu hepimiz biliyoruz ve görüyoruz. Bunu doğrulayan bir çok araştırmadan veya örnekten bahsetmek mümkün. Bununla birlikte eğitim sistemimizin bir türlü beklentileri karşılayan kararlılığa ulaşılamaması ve hemen her yıl büyük oranda yenilenmesi maalesef çocuk ve gençlerimizin gelişimlerine olumsuz etkilerde bulunuyor. PISA testi gibi araştırmalar ise bunu açıkça ortaya koyuyor.

Bu nedenle PISA testinin son sonuçlarının bir fırsat olarak değerlendirilmesi, eğitim sistemimizdeki mevcut eksikliklerin açıkça ortaya konulması şart. Ayrıca sistemin her yıl değiştirilmesi yaklaşımının terk edilmesi, bilimsel esaslar göz önünde bulundurularak eğitim sisteminin artık uzun yıllar uygulanabilecek bir yapıya kavuşturulması, müfredatın ezbercilikten uzaklaştırılarak çocukların zeka ve yetkinliklerini ortaya çıkarabilecek, onların dünyalarına hitap edebilecek şekilde hazırlanması gerekiyor.

Bütün bunların yanısıra öğretmenlerin kendilerini sürekli güncellemelerini sağlayacak tedbirlerin alınması, bilimsel araştırmalar dikkate alınarak yıllar içinde eğitim sisteminin daha da geliştirilmesi önem taşıyor. Bu durum, çocuklarımızın ve gençlerimizin potansiyellerini ortaya çıkarmak, onları çağdaş standartlarda yetiştirerek geleceğe daha güçlü hazırlamak bakımından artık kaçınılamaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Bunu başarmak, eğitim alanındaki uluslararası konumumuzu daha iyi seviyelere taşıyacağı gibi, ülkemizinin her alanda koyduğu hedeflere daha kolay ulaşmasına da imkan sağlayacaktır.

Gürdoğan Yurtsever

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş ve ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.